Yalancı Migren
YALANCI MİGREN “PSEUDO-MIGRAINE”
Tamam, belki onlarca sağlık kurumu ve/veya hekim tarafından Migren tanısı aldınız. Hatta bazılarımız dünyaca ünlü hekimlerce bu tanıya sahip ama?
Belki de Migren değilsiniz?
Belki yıllarca size uygulanan tedavilerin neden işe yaramadığını merak ediyorsunuz?
Elinizde onlarca beyin MR ve tomografisi ile kapı, kapı dolaştınız.
Belki bu işten, bu dertten kurtulma yolları aramaktan sıkıldınız, bıktınız ve kaderinize razı bir şekilde ağrı kesicilerinizle yaşamaya alıştınız?
Belki siz de “yalancı migren” den muzdaripsiniz?
Yalancı Migren nedir?
Aslında tek bir hastalık değildir.
Migren tipi baş ağrısı yapan, migren ataklarında ortaya çıkan şikayetleri birebir taklit eden ama bunun dışında migren ile ilgisi olmayan bir gurup hastalık için makalede bu isim kullanılmıştır.
Bildiğiniz gibi Migren hastalığının varlığını ispat edecek bir laboratuvar testi, bir görüntüleme yöntemi veya objektif tanı kriterinin olmadığı kabul edilir. Ancak, bu yaygın görüş de doğru değildir. Günümüzde bir hastanın migren atağı yaşayıp yaşamadığı tetkik edilebilir.
Yalancı Migreni gerçek migrenden ayırt eden en önemli özellik; bu hastalık gurubunun migrenin aksine kesin tanısını koyabileceğimiz laboratuvar testleri veya radyolojik görüntüleme tetkikleri ve diğer tıbbi inceleme yöntemlerinin olmasıdır.
Özetle, eğer migren tipi baş ağrısı ile müracaat eden hastada “yalancı migren” araştırması ayrıntılı ve göz ardı edilmeden yapılabilirse hastanın yanlışlıkla migren tanısı almasının önüne geçilebilir.
Ancak bu ayırıcı tanı üzerinde sağlık hizmeti sağlayıcıları yeterince durmamaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü bu “ihmal ve/veya hafife alma” durumu ile ilgili kısa ve tatminkar bir açıklama yapmıştır:
“Sağlık hizmeti sağlayıcıları arasında bilgi eksikliği temel klinik engeldir. Dünya çapında, ortalama olarak, sadece 4 saatlik lisans eğitimi, baş ağrısı bozuklukları hakkında eğitime adanmıştır. Baş ağrısı bozuklukları olan çok sayıda insana (doğru) tanısı konulmamıştır ve tedavi edilmemektedir: dünya genelinde migren veya TTH’si (gerilim tipi baş ağrısı) olanların sadece% 40’ı profesyonel olarak teşhis edilmekte ve sadece SB’nin% 10’udur.
Kötü farkındalık halkın geneline uzanır. Baş ağrısı hastalıkları, çoğunlukla epizodik olduğundan, ölüme neden olmadıkları ve bulaşıcı olmadıkları için halk tarafından ciddi olarak algılanmamaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki düşük istişare oranları, çok sayıda etkilenen insanın etkili tedavilerin mevcut olduğunun farkında olmadığını gösterebilir. Baş ağrısı bozuklukları olan kişilerin yarısının kendini tedavi ettiği tahmin edilmektedir.” WHO (World Health Organization)= About Headache Disorder
Migren başta olmak üzere “primer baş ağrıları” olarak tanımlanan Gerilim Tipi Baş Ağrısı, Küme Tipi Baş Ağrısı adı ile bilinen hastalıklarda tanı keskinliği bilimsel araştırmalarda %30’a kadar düşmektedir.
Yani, sokakta “migren” tanısı almış hastaların en az yarısı “yanlış teşhis” kurbanıdır. Bu nedenle migren tedavisi için bulunan her “yeni mucize” ilaç veya yöntemin başarı oranı en iyimser ve manipülatif araştırmalarda bile %50’yi geçememektedir.
Yüksek yanlış teşhis oranı; “yalancı migren” olarak adlandırdığımız bir grup hastalığın baş ağrısı teşhis aşamasında ya hiç akla gelmemesi veya tetkik maliyetleri göz önüne alınarak araştırılmaması sonucunda ortaya çıkmaktadır.