Meme ve Tiroid Cerrahisi

Meme ve Tiroid Cerrahisi

MEME VE TİROİD KANSERİ TANI VE TEDAVİSİ

Ülkemizde kadın kanserleri arasında ilk sırayı meme kanseri, ikinci sırayı tiroid kanseri almaktadır. Meme kanseri tüm dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü ve ölüme neden olan en sık kanser türüyken tiroid kanseri dünyada kadınlar arasında çok sık değilken ülkemizde en sık ikinci kanser olarak karşımıza çıkmaktadır. Her iki kanser için diğerlerinde olduğu gibi erken tanı koymak gerek hastaya gerek organa yapılacak tedavi seçiminde ve sonrasında büyük önem arz etmektedir.

MEME KANSERİ

Dünya üzerindeki her 8 kadından birinin ömrü boyunca meme kanserine yakalanma riski mevcuttur, bu risk 40 yaşından sonra her 10 yılda katlanarak artmaktadır. 2014 yılında Türkiye istatistik kurumu verilerine göre 17000 kadına meme kanseri teşhisi konmuş, 3853 kadın ise meme kanseri nedeniyle kaybedilmiştir. 2016 da bu sayı 3981, 2017’de 4057, 2018’de ise 4264 şeklindedir. Bu artan sayı göstermektedir ki teknolojik imkanların gelişmesine, doktora ulaşmanın kolaylaşmasına rağmen meme kanserine bağlı ölümlerin bir nedenle önüne geçememekteyiz. Ülkemizde meme kanseri için oturmuş tarama programları mevcuttur ancak bu programlar genel popülasyonda görülme sıklığı ve maliyet hesapları sonucunda ortaya çıkmıştır. Buna göre meme taramaları için önerilen 20 yaştan itibaren aylık kendi kendine muayene, iki yılda bir doktor muayenesi, 40 yaş sonrası yılda bir muayene ve iki yılda bir mamografi çekimleri şeklinde olup 69 yaşa kadar devam edilmesidir. Ancak son yıllarda yaşam sürelerinin uzaması, daha genç yaşlarda veya ileri yaşlarda da sık görülmesi göz önüne alındığında iki yılda bir yerine yıllık doktor muayeneleri ve aylık kendi kendine muayenenin atlanmaması elzem gözükmektedir. Bu nedenle bizim önerimiz 20 yaş itibariyle her ay KKM ve yılda bir doktor muayenesi ve muayenedeki bulgulara göre önerilen görüntüleme yöntemlerinin ihmal edilmeden uygulanmasıdır.

Memede görüntüleme yöntemleri

Yardımcı tanı yöntemlerinde 40 yaşa kadar meme ultrasonografisini, ultrasonografide herhangi bir şüphe durumunda kontrastlı meme MR’ı dediğimiz damardan verilen boyar madde eşliğinde MR cihazında yüzükoyun yatarak çektirdiğimiz görüntüleme yöntemlerini kullanmaktayız. Bu yöntemlerde herhangi bir oluşum olmadığı hallerde yukarıda önerdiğimiz sıklıkta muayenelere devam edilir. Görüntülemelerde herhangi bir iyi huylu kitle ya da kist saptandığında ki bunların kansere dönüşme riski yoktur, muayene sıklığımızı 6 aya indiririz. Herhangi bir kanser şüpheli kitle gözüktüğünde mutlaka TRUCUT dediğimiz kalın iğne biyopsisi yapar kitlenin adını koyarız. Bu kalın iğne biyopsisi sonucunda eğer kanser mevcutsa alt tiplerini ve hormon duyarlılığını ölçen birkaç parametreye daha bakmamız mümkün olup tedavi protokolünü önceden belirleyebiliriz.

Kırk yaşından sonra bu tetkiklere ek olarak yıllık mamografi çekimlerini ekleriz. Mamografide iki kaset arasına memeyi iki pozlu sıkıştırarak X ışını yardımıyla meme dokusunu görüntüleriz. Bu görüntülemede özellikle mikrokalsifikasyon dediğimiz kireçlenmelerin habis şekliyle başlayan kanserleri erken evrede tanımamız mümkün olur. Doğurganlık çağı devam ederken büyük ve yoğun memelerde bu tetkiki mutlaka ultrasonografi ile birlikte isteriz ki hata payımızı en aza indirelim. Unutmamalıdır ki tüm bu yöntemlerin aynı radyolog tarafından yapılıp değerlendirilmesi de önemlidir. Ayrıca memeye yaptırılan tüm tetkiklerin her muayenede doktora gösterilmesi ve karşılaştırılarak bakılması da genellikle atlanan önemli bir husustur.

Tedavi seçenekleri

Meme kanseri tanısı aldıktan sonra her hastaya, hastalığın evresine, kanserin alt tipine özel olarak değerlendirilip tedavi protokolü ortaya konur. Çoğunlukla evre 1, 2 ve kısmen de 3’de genellikle önce ameliyat sonra diğer tamamlayıcı tedaviler söz konusu iken ileri evrede, vücutta başka bölgeler yayılım olduğunda ve bazı alt tiplerde Evre 3’de önce kemoterapi dediğimiz ilaç tedavisine başvurmaktayız. Sonrasında tekrar değerlendirmeler yapılıp ameliyat için karar verilmektedir. Erken evrelerde önce ameliyat yaptığımız vakalarda esas patolojinin sonucuna ve hormon duyarlılığına göre Onkoloji doktoruyla birlikte değerlendirip kemoterapi gerekliliğine karar vermekteyiz.

Meme kanseri ameliyatları

Günümüzde meme kanseri ameliyatlarında evreye bağlı olarak memenin tamamının ve koltukaltındaki lenf düğümlerinin alındığı “modifiye radikal mastektomi” dediğimiz ameliyattan “meme koruyucu cerrahi” dediğimiz sadece hastalıklı kitleyi güvenli, temiz sınırla çıkarıp koltukaltına giden nöbetçi lenf bezini değişik yöntemlerle boyayıp ameliyat sırasında “frozen” dediğimiz yöntemle patoloğun anında bakıp bize cevap vermesi üzerine pozitifse koltukaltı lenf düğümlerini temizlediğimiz, negatifse koltukaltına dokunmadığımız, memeye en az travma ile yaklaştığımız değişik ameliyat seçeneklerimiz mevcuttur. Anlaşılacağı gibi bu ikinci seçenek erken evre kanserlerde yapabildiğimiz seçenektir, tümörün alt grubu, memede yerleşim yeri, tek olup olmaması, memenin boyutu gibi değişkenlerden etkilenir. Meme koruyucu cerrahi yaptığımız hastalarda sonrasında aynı memede nüks etme olasılığını en aza indirmek için radyoterapi dediğimiz ışın tedavisini çoğu olguda mutlaka yapmamız gerekir. Ameliyat sonrası kemoterapi gerekliliği ise yine birçok değişkene bağlı olarak Onkoloji ile birlikte alınan bir karardır.

TİROİD KANSERİ

Genellikle diğer kanserlere göre daha sınırlı bir halk sağlığı problemi gibi gözüken, toplam nüfusta nisbeten daha az görülen kanser türü olsa da muhtemelen rutin doktor kontrolleri sırasında boyun görüntülemelerinin sıklıkla yapılması, görüntüleme yöntemlerinde teknolojik iyileşme sonucunda küçük kanserlerin saptanma oranının artması, insanların daha bilinçli olarak sağlık kontrollerine önem vermesi nedenli Türkiye’de sıklık olarak kadın kanserlerinde ikinciliği tiroid kanseri şeklinde görmekteyiz. Önceleri tiroid hormon fazlalığı, tiroidde çoklu nodül ya da tek adenom nedenli yapılan ameliyatlar sonrası rastlantısal tanı konurken günümüzde gıda alımına tuz yoluyla eklenen iyodun tiroglobulin denilen bir madde oluşumuna ve buna karşı vücudun karşı hücre oluşturmasına neden olarak ortaya çıkan tiroidit dediğimiz tiroidin iltihabi olmayan bir çeşit enfeksiyonu zemininde gelişen tipi genellikle karşılaştığımızdır.

Diyetteki iyot miktarındaki artış, radyasyon ve kimi kanserojen maddelerin tiroid kanserine yol açtığı bildirilmiştir. Hashimoto tiroiditi dediğimiz hastalık zemininde gelişen nodüllerde görülebilme olasılığı sıktır. Bunların gidişatı diğerlerine göre daha iyi olmaktadır.

Tiroid kanserinde tanı yöntemleri

Erken dönemde tanı konulduğunda tiroid bezinin yarısının veya tamamının alınması çoğunlukla tedavide yeterlidir. Ancak bunun için hasta hikayesi ve fizik muayene kadar görüntüleme yöntemleri de önemlidir. Burada da boyun ultrasonografisi taramada bize en yardımcı yöntemdir. Bu yöntemde saptanan şüpheli bir nodülün atlanmaması gereklidir. Şüpheli görünen nodülden US altında enjektör iğnesi ile biyopsi alınması ve tanının kesinleştirilmesi gerekir. Bı esnada boyunda herhangi bir şüpheli lenf düğümü varsa ondan da örnekleme yapılması ameliyat öncesi evreleme için önemlidir. Tanıya yardımcı bilgisayarlı tomografi, boyun MR’ı, sintigrafi gibi diğer görüntüleme yöntemlerine de gereğinde başvurulur.

Tiroid kanserinde tedavi seçenekleri

Genellikle rastlantısal bulunan kanserlerde, erken evrede, 1 cm den küçük tek nodülde odaklı kanserlerde tedavi cerrahidir. Tiroidin tek taraflı veya tamamının alınması ameliyatı yapılır. Sonrasında radyoaktif iyot tedavisi planlanan agresif hastalıkta, birden çok odaklı kanserde, boyun lenf düğümlerine sıçrama yapmış olgularda mutlaka total tiroid dokusunun çıkarılması ve gereğinde boyundaki lenf düğümlerinin ilgili bölümlerinin çıkarılması gereklidir. Bu tür hastalarda tedavilerden sonra ömür boyu dışarıdan tiroid hormonu verilmesi elzemdir. Çok saldırgan giden anaplastik denilen alt tür gibi bazı durumlarda boyuna ışın tedavisi de gerekli olabilir.

Erken evrede yakalandığında her iki kanser de ölümcül değildir, bu nedenle kontrollerimizi aksatmadan yapalım. Senelik meme muayene ve görüntülemeleri ile tiroide yönelik bazı testler ve görüntülemeleri aksatmayalım.

Ne kadar erken o kadar iyi…

Yaşatmak sanattır…

Doktorlar